– [Anlatıcı] Hormonlar sinyal veren moleküllerdir ve dolaşım halindeki kanla vücudun çeşitli bölgelerine taşınırlar. Hedef aldıkları hücre ve organlarda çok sayıda biyolojik süreci düzenlerler. Kimyasal yapılarına göre başlıca üç tür hormon vardır: steroitler, aminler ve peptitler. Steroit hormonlar kolesterolden kaynaklanır. Kolesterol gibi bunlarda da zincirin farklı yüzlerinden birbiriyle kaynaşmış dört karbon halkası vardır. Steroit hormonlar arasında dişi üreme organları olan yumurtalıkların salgıladığı östradiol ile erkek üreme organları testislerden salgılanan testosteron yer alır. İkinci gruptaki amin hormonları tek aminoasitten sentezlenir ve bu ya tirozin ya da triptofandır. Epinefrin adlı hormon tirozin aminoasidinden kaynaklanır ve tehlike anında, örneğin bir yırtıcının saldırısı karşısında kaçma ya da dövüşme tepkisini harekete geçirir. Kaynağı triptofan olan melatonin hormonu ise vücudumuzdaki biyolojik saati düzenler. Uyku-uyanıklık döngüsü melatonin düzeyine bağlıdır. Gündüz düzeyi düşerek bizi uyanık tutar ve gece olunca yükselerek uykumuzu getirir. Nihayet peptit hormonları, bir aminoasit zincirinden oluşur. Pankreas, bir peptit hormonu olan insülini salgılar. Yemeklerden sonra kandaki glikozun yükselmesiyle salgılanan insülin, hücreleri uyararak glikoz fazlasını emmelerini sağlar. Steroit hormonları lipofildir, yani lipitlerde çözünürler ve plazma membranına kolaylıkla dağılabilirler. Amin ve peptit hormonlar ise hidrofiliktir, bunlar lipitlerde çözünmez ve hücrelerin plazma membranını aşamazlar. O yüzden bu hormonlar, hedef hücrelerde eksprese olan yüzey reseptörlerine bağlanarak hücre yanıtını uyarır.